Ana içeriğe atla

Sınırsız Yolculuklar; Kitaplar

Bir kitabı seçerken neye dikkat ediyoruz? 
Tıpkı Araba Sevdası'ndaki Bihruz bey gibi kapağına ve dışına mı yoksa içine mi?

Alıp rafa mı koyuyoruz yoksa kafamızla kalbimiz arasında bir yere mi?


Kitap biterken buhrana kapıldığınız oluyor mu?
Zannediyorum ki ben bitecek diye telaşa kapılıyorum ve okuma isteğim kaçıyor. Kitabın son 40 sayfasını bir haftada okuyorum bu yüzden.

Bazen birinin okuduğu kitabı görüyorum ve görüşlerim o kitaba göre yol alıyor.
Daha önce okuduğum bir kitapsa;
"Ah ne büyük bir kayıp böyle bir kitabı ne kadar geç okuyor." diyorum.

Okumadığım bir kitapsa;
"Yetişemiyorum işte yetişemiyorum daha hızlı okumam lazım okunacak daha çok kitap var." diye hayıflanıyorum.

Bunun adını Youtube'da bir psikolog ele almış; Telaş Çağı / fomofobi.


Ne bu fomofobi?
'Bir şeyleri kaçırma korkusu.'

Evet galiba fomofobiğiz. 
Bir şeyler sürekli yol almaya devam ediyor fakat biz yetişemiyoruz. Peki ne yapmalı ki biz bundan kurtulalım ya da kurtulalım mı?
Elden bir şey gelmiyor sürekli bir yerlere yetişme, bir şeylere ulaşma çabasındayız. Ya bunu kabulleneceğiz ya da böyle yaşamaya devam edeceğiz. 

Aslında ne yaparsak yapalım bilmek gerek ki yalnızca yetişebildiğimiz kadarına yetişebileceğiz.
İyisi mi biz kitaplara okumak istediklerimizle devam edelim, filmleri izlemek istediklerimiz doğrultusunda izleyelim, hayatı aktığı gibi yaşayalım. Ne de olsa olduğu kadarını yettiğimiz kadar yaşayacağız. 

Bir kitaptan nerelere geldik yahu? Görüyorsunuz kitaplar nelere kâdir.
Hatta öyle ki eskiden ilkokulda öğretmenimiz sesli okuma yaptırırdı, biri okur diğerleri takip ederdi. Öğretmen de rastgele birinin adını söyler kaldığı yerden devam ederdi sıradaki. O zamanlar nefesimiz kitapların uzun soluklu cümlelerine yeterdi. O zamanlar geçti, biz kitapları sessizce içimizden okuduk. Hayal ederek, gözlerimiz okurken beynimizde resmederek. 

Şimdi sesli sesli ne zaman kitap okusam nefesim kesilecek gibi oluyor. 

Ben okuyacak o kadar kitap olmasına rağmen her biten kitabın ardından bir boşluğa düşüyorum. "Şimdi," diyorum "şimdi hangi kitabı okumalı, hem neye göre seçmeli?"


Siz kitap seçerken nelere dikkat ediyorsunuz?
Okuyamadığınız, okumadığınız kitaplar hakkında ne düşünüyorsunuz? 
Bitirdiğiniz kitaplar hakkında defter veya ajanda tutuyor musunuz?

Herhangi bir kitabın herhangi altı çizili bir satırında buluşmak üzere sevgili okurlarım, vakit ayırdığınız için teşekkür ediyorum. 


Yorumlar

Comment

ARAMIZA KATILIN;

Bu blogdaki popüler yayınlar

Blogları Canlandırma Projesi; Mart Ayı Güncellemesi

  Merhaba sevgili saygıdeğer, blokurlarım. Size bundan sonra blokur diyeceğim. Blokur; blog okur kelimelerinin birleştirilmiş hali.  Biliyorsunuz ki Blogları Canlandırma Projesi kapsamında mart ayında okuyacağımız kitapların ya da izleyeceğimiz film- dizilerin teması "kadın". Bu kapsamda benim okuduğum  kitap da bu ay Bülent Gardiyanoğlu'nun "Kadın Olmayı Hatırlamak" kitabı.   Giriş kısmında yazar kadınların toplum tarafından kadınlara atfedilmiş sorumluluklarından bahsetmiş biraz.  Açıkçası yazarın kadınlara karşı tutumunu pek beğenmedim. Dönüp dolaşıp erkekleri savunmuş gibi geliyor ama hadi bakalım hayırlısı.  1) Yazar diyor ki, "kadınlar anne olurken kadın olduklarını unutuyor, eş oluyor ama sevgili olmayı unutuyor, kendini çocuklarına feda ediyor ama kendisi için yaşamayı unutuyor." Şimdi ben de diyorum ki kadınlar kadın olduklarını unutmuyor. Kimse eşi için sevgili gibi olmak zorunda değildir. Bu kadınların eşlerine sunduğu bir güzelliktir, neza

Sohbetimiz

uzun zamandır bloga yazmıyorum sevgili blokurlar. o kadar çok zaman geçti ki bir blogum olduğunu unutmuş bile olabilirim. bir şeyi düzenli olarak tekrarlamayınca huzursuz oluyorum. bir de mükemmel olmadıysa yaptığım içerik hiç yazamıyorum. kitap bile okuyamıyorum. ilaca başladım, psikiyatirye de gittim. depresyon hali görüyorum. açıkçası biraz buhranlıyım.  şu sıralar bir kedi sahiplendim.  bir iki iş buldum. sınava girsem de bilgi ve belge yönetimi okumak istiyorum.  yargı izliyorum.  facebook'ta bir grupta moderatörlük yapıyorum.  işler freelance bu arada evden çalışıyorum.  sahiplendiğim kedi ile uğraşıyorum. ağzında yaralar vardı, enfeksiyon vardı diş ve diş etlerinde. onları iyileştirdim. inanır mısınız o yaralar için aldığım synulox isimli bir antibiyotik 220 lira tuttu. sadece 10 tane var içinde bir de. neyse. tam ilaç bitti çocuğum iyileşti derken bu sefer de ayağındaki yara tekrarladı. ağız kokusu geri geldi yani antibiyotiği bitirdik ama demek ki sona ermemiş. diş etlerin

Dönüş

Uzun zaman oldu yazmayalı. Çıktığım kafa izninde yeni kararlar aldım blokurlarım.  Ben vakitsiz bir insanım. Ben geçmişin hatıralarına saplanmış, geleceğini kurtarmaya çalışan bir insanım. Bu yüzden zor geliyor yazmak. Bu yüzden vakitsizim uzun zamandır. Bu vakitsizlik bizi yok edecek aslında ama geçecek.

Translate