Khaled Hosseini'nin okuduğum ilk kitabı. Sık sık etrafta duyduğum için okumaktan bir süre imtina etmiştim fakat bazı kitaplar gerçekten duyuomayı hak ediyor anlaşılan. Genellikle dillere destan olan ürünlerin kötü veya kalitesiz çıkması ya da belirli bir noktaya hitap etmesi sebebiyle bu tarz kitapları okuyamıyor filmleri izleyemiyorum.
Bu gerçekten duygularıma hitap eden bir kitap oldu. Sizin de böyle garip istekleriniz oluyor mu bilmem ama ben bazen duygularımı yönlendirecek bir kitap okumak ya da film izlemek isterim. Sonuç olarak bu kitap da aradığım hüzünlü kitap kategorisine girdi.
___Spoiler Başlangıcı____
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
Yazar Nana'nın intiharın anlattığı kısımda Meryem için "yıllar boyu düşünecek vakti oldu" demişti. Bu kısımda belki de yazarın bu kadar acımasız, karartılı bir yüreğe sahip olamayacağını düşünerekten ihtimal vermemiştim. Lakin gördüm ki gerçekten Meryem'in bu yası yıllarca içinde tutacak vakti, hatırlayacak hüzünlü zamanları oldu.
.
.
.
.
.
.
Leyla ve Meryem'in dostluğu beklediğim bir olaydı. Kaçmalarını kesinlikle beklemiyordum nitekim kaçamadılar da. En nefret ettiğim karakter Raşit ve Meryem'in babası oldu.
Meryem'in Raşit'e gizli başkaldırısı (Azize'yi sevmesi) ise apayrı bir duygu seli yaşattı.
.
.
.
.
.
.
___Spoiler Sonu___
Kadınlar ve şeriat..
Kesinlikle yaralı, deşilmemesi gereken bir konu. Üzerine yapacağımız herhangi bir yorum kesinlikle karşıt görüşlere sahip olacaktır, iyi veya kötü.
Yazar bu durumu güzel işlemiş. Acıların anlatılması, yaşatılması o kadar iyi işlenmiş ki, belki de olayların başınıza gelmemiş olmasını iyi bularak ama yine de yaşandığı için kahrolmuş bir şekilde okuyorsunuz.
Ne yazık ki bazen okuduğunuz iyi kitaplar üzerine yazacak çok şeyiniz kalmıyor bazen. Yazar da kitap da kendini anlatıyor haddinden fazlaca.
Bir de yazar kitabın sonunda kitaba ilham veren şeyi de yazmış. Taliban, savaş, savaşın ortasında bir aşk, dostluk, sadakat, aile..
Neyi ararsanız onu bulursunuz kitapta. Olayların çok uzak bir tarihe dayandırılmamış olması da ayrı bir konu. Yanlış hatırlamıyorsam kitap Meryem'in çocukluğundan tutun, 50 (?) yaşına kadarki bir dönemi kapsıyor. 2000'li yıllarda bitiyor.
Böyle hayatların yaşandığını bilmesek de var olduğunu kabul etmek gerek. Ne yazık ki tüm bunlar hikayeden ibaret bile olsa yaşanmış dahi olabilir.
En çok Raşit ile Celil'e sinirlendim. Şimdiki iki yüzlü insan fenomeninin karakteristik tüm özelliklerini taşıyorlardı. İkiyüzlülük, hainlik, hayalkırıklığı ve daha nicesi. Öyle bir anlatılmış ki midenizin bulanmaması-burulmaması imkansız. İğrençlerdi.
Ayrıca Leyla'nın kızına verdiği isim de çok naifti. Eşime kitabı anlatırken Leyla'nın çocuğuna Tarık'ın ismini vereceğini söylemişti ama o zaman mantık hatası olurdu ki ben de burda yazarın bu hataya düşüp düşmeyeceğini bekledim doğrusu.
Leyla, Tarık ismini veremezdi çünkü Raşit onları Tarık ile çok kez beraberken görmüştü.
Aklıma gelen çoğu şeyi unutsam da hatırladıklarımı paylaşmak istedim.
O zaman alıntıladıklarıma geçeyim ama baştan belirteyim, e kitap olarak okuduğum için fazla alıntı yapamadım.
Alıntılar;
•"Ve ilk kez, karşısında bir hasmın suratını değil, dile getirilmemiş acıların, karşı çıkılmamış eziyetlerin, sessizce katlanılmış bir yazgının yüzünü gördü."
(Leyla ile Meryem)
•"Sevgi, insana zarar veren bir hatadır; işbirlikçisi, yani umutsa tehlikeli bir yanılsama."
(Meryem'in düşünceleri)
•"Ne kadar derin soluklar alıp verse de, ciğerlerini bir türlü yeterli havayla dolduramıyordu sanki."
•"Bazı işler, diyordu bu güm, çıplak elle görülmelidir."
(Meryem'in düşünceleri)
•"İçimde kalan hiçbir şey yok."
(Meryem'le vedalaşırken)
•"Her ne kadar güzel anlar sunmuş olsa da, yaşamın ona çoğunlukla zalim davrandığını biliyordu."
(Meryem için)
•"Şimdi bu dünyayı bir dost, bir yoldaş, bir koruyucu olarak terk ediyordu. Bir anne olarak. Nihayet önem kazanmış bir birey olarak."
(Meryem'in son kararı verildiğinde)
•"Belki de yüreksizlerin asıl cezası budur: gerçeği, iş işten geçtikten sonra, artık yapılabilecek hiçbir şey kalmadığında görmek, anlamak."
(Meryem'in babasına)
Artık biri size Leyla dediğine aklınıza Mecnun değil Meryem gelecek. ^_^
Bundan sonraki kitap Mehmet Rauf'tan Eylül olacak. Hâlâ bitmedi. Gerçekten biraz ağır bir kitap.
Eey bakalım blokurlar, kitap hakkında fazlaca konuşup merakınızı çalmak istemedim. Umarım çalmamışımdır da.
Ramazan nasıl gidiyor? Açlık mı zor yoksa susuzluk mu?
Rabbim tüm İslam aleminin Ramazan'ını huzurlu kılsın.
Hoşçakalın.
Hikayeyi merak ettim okumayı isterim :) çok güzel bir yazı olmuş emeğine sağlık hüzünlü şeyler izlemeyi ve okumayı seviyorum boşalma ihtiyacı hissettiğim zaman , Ramazan güzel gidiyor bugün ilk defa biraz susadım sanırım:D amiin
YanıtlaSilBugün ben çok susadım :( hatta o kadar ki dudaklarımın kenarları yanıyor. Hikaye biteli bir kaç gün oluyor hâlâ etkisinden çıkamadım. Hatırladıkça gülümsüyorum. :)
SilKitabı uzun zaman önce okumuştum. Nedense bir şey hatırlayamıyorum kitaba dair. Başka zaman tekrar okurum büyük ihtimalle.
YanıtlaSilRamazan iyi gidiyor şükür. Son iki yılda yavaş yavaş zayıfladığım için eskisi gibi çok acıkmıyorum. Sadece halsiz hissediyorum gün içinde. Hayırlı Ramazanlar. :)
Unuttuysanız tekrar okuma zamanı gelmiş demektir. :) Ben galiba biraz fazla acıkıyorum gibi geliyor. Sahur da yapsam acıkıyorum yarabbelalemin bizi de böyle sınıyor. Tam bulaşığı bitirdiğimde bir bardak dolduracak oluyorum ve sonra oruç olduğumu hatırlıyorum. :D
SilIlginç ve güzel bir kitaba benziyor, tesekkurler:)
YanıtlaSil