Ana içeriğe atla

Sohbetimiz

uzun zamandır bloga yazmıyorum sevgili blokurlar. o kadar çok zaman geçti ki bir blogum olduğunu unutmuş bile olabilirim. bir şeyi düzenli olarak tekrarlamayınca huzursuz oluyorum. bir de mükemmel olmadıysa yaptığım içerik hiç yazamıyorum. kitap bile okuyamıyorum. ilaca başladım, psikiyatirye de gittim. depresyon hali görüyorum. açıkçası biraz buhranlıyım. 
şu sıralar bir kedi sahiplendim. 
bir iki iş buldum. sınava girsem de bilgi ve belge yönetimi okumak istiyorum.
 yargı izliyorum. 
facebook'ta bir grupta moderatörlük yapıyorum.
 işler freelance bu arada evden çalışıyorum. 
sahiplendiğim kedi ile uğraşıyorum. ağzında yaralar vardı, enfeksiyon vardı diş ve diş etlerinde. onları iyileştirdim. inanır mısınız o yaralar için aldığım synulox isimli bir antibiyotik 220 lira tuttu. sadece 10 tane var içinde bir de.
neyse. tam ilaç bitti çocuğum iyileşti derken bu sefer de ayağındaki yara tekrarladı. ağız kokusu geri geldi yani antibiyotiği bitirdik ama demek ki sona ermemiş. diş etlerindeki tartarlarda düzelme görüyorum. ben de o kadarcık ilaca dünya parası dökmek istemediğimden veteriner önerisiyle antibiyotikli çocuk şurubu başladım kuzuma. 
fakat dertler biter mi? hayır. bu kez de kızgınlığa girdi ve uyutmuyor. aslında benim için çok dert değil de, evdekilerin onu sorunsuz olarak kabul edebilmesi için onlara biraz huzur vermeli. bir de sağa sola fışfış yapmasa iyi. kısırlaştırma operasyonu için veteriner 900 lira gibi bir fiyat biçti. onu denkleştirmeye çalışıyorum. bu konuda sağolsun şarkıcı aynur aydın'a mesaj atmıştım eli boş çevirmedi beni. veterinerle bir de o görüşmeyi deneyecek. yeni arkadaşlar edindim. yeni uğraşlar edinemedim. 
excel öğrendim, ürün girişi yapmayı öğrendim. fakat elim biraz yavaş galiba. patronlardan biri öyle söyledi çünkü.
aslında elim yavaş değil 2. kez covid geçirdim. annem ameliyat oldu, eşim tatile geldi derken işim uzadı gitti. zaten covid tek başına yıktı beni orası ayrı konu da. hiç covid geçirmemiş olmayı dilerdim. çok zorlandım ve çok hasar bıraktı bende. migrenim yoktu artık migrenim var. baş ağrıları ile baş edemiyorum. o değil de tarkan yeni şarkı çıkarmış sahi duydunuz mu? 

o zaman şey diyerek kapatalım mı: geççek geççek elbet bu da geççek, gör bak umudum gününü gün etçek :)

Yorumlar

Comment

ARAMIZA KATILIN;

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yoran İnsanlar

Çevrenizde hiçbir şey yapmadan sizi sadece konuşarak yoran insanlar var mı blokurlarım? Bir insan bir deveyi hendekten atlatmak istese ancak bu kadar yorulur. Psikolojimizi harap eden, istediği şey uğruna karşısındakinı harcamaktan geri kalmayan, düşüncesiz, sinsi insanlar.. Yazık ki onlara asla büyüyemeyecekler.  Hep aynı kum kutusunda, hep aynı evin soğuk odalarında tutuklu kalacak çocuklukları.  Yahu insan gibi yaşasanıza? Ne bu gösteriş tutkusu, ne bu "en iyisi benim" rolü? Ne olursa olsun kendilerinden daha iyisinin olabileceğini kabul edemiyorlar asla. "Ama, ben" dillerinden düşmüyor.  "En zorunu ben yaşadım, en ağırı benim başıma geldi" demekten asla sakınmıyor dilleri. Kaçma isteği uyandırıyorlar mı sizde? Bir psikologdu galiba yanlış hatırlamıyorsam bu tarz enerji çeken insanları dinlerken elinizi göbek deliğinizin üzerine koymak lazımmış, öyle demişti. Enerjinizi sömürmemeleri için. Halil Ata Bıçakçı da der ki "yastık gibi yumuşa...

Blogları Canlandırma Projesi; Mart Ayı Güncellemesi

  Merhaba sevgili saygıdeğer, blokurlarım. Size bundan sonra blokur diyeceğim. Blokur; blog okur kelimelerinin birleştirilmiş hali.  Biliyorsunuz ki Blogları Canlandırma Projesi kapsamında mart ayında okuyacağımız kitapların ya da izleyeceğimiz film- dizilerin teması "kadın". Bu kapsamda benim okuduğum  kitap da bu ay Bülent Gardiyanoğlu'nun "Kadın Olmayı Hatırlamak" kitabı.   Giriş kısmında yazar kadınların toplum tarafından kadınlara atfedilmiş sorumluluklarından bahsetmiş biraz.  Açıkçası yazarın kadınlara karşı tutumunu pek beğenmedim. Dönüp dolaşıp erkekleri savunmuş gibi geliyor ama hadi bakalım hayırlısı.  1) Yazar diyor ki, "kadınlar anne olurken kadın olduklarını unutuyor, eş oluyor ama sevgili olmayı unutuyor, kendini çocuklarına feda ediyor ama kendisi için yaşamayı unutuyor." Şimdi ben de diyorum ki kadınlar kadın olduklarını unutmuyor. Kimse eşi için sevgili gibi olmak zorunda değildir. Bu kadınların eşlerine sunduğu bir güzelliktir, neza...

Kafesteki Kitaplık

Yaklaşık 10 gündür yazmıyorum blokurlarım. Resmen üretme tutulması yaşıyorum. Okunacak kitaplar birikti. Yapılacak işler de öyle. Diyorum ki şu ders çalışmaya da bir başlasam tekrar on numara olacak.  Düştü yani motivasyonum.  Bu böyle yaklaşık bir aydır devam ediyor. Sanki kapısı açık duran bir kafesin içinde oturup dışarıya bakıyorum. Belki de yks öğrencileri gibi ben de son çeyrekte salıverdim kendimi. (asla yks öğrencisi olduğum için değil) Sadece kitaplarla haşır neşirim. Galiba üst üste yığılan sorumluluklar sonrası böyle oldu. Sağolsun değerli ikizlerimiz  fighting  blogger sayesinde biraz heyecanlandım. :d  Insta hikayelerindeki iki kitaba kondum açıkçası. En azından hayatıma "kargom nerede" heyecanı girecek de bir süre bahara selam veren kuşlar gibi bekleyeceğim. :d Bu serinin adı Kafesteki Kitaplık çünkü:  bu dönem bir kafeste hissediyorum. Her şeye uzanabilir, her şeyi görebilirim ama ordan çıkmak istemiyorum çünkü bu bana yetiyor. Kafesimde okud...

Translate